Horoz ile Mücevher
Horoz ile Mücevher Masalı
Bir zamanlar, bir horoz varmış. Bu horoz, açlığını gidermek için yiyecek aramak üzere tünediği kümesten çıkmış, toprağı tırmalayıp eşeliyormuş. Karnını doyurmak için bir şeyler bulmayı umarken, toprağın altından parlayan bir şey görmüş. Biraz daha kazmış ve ne olduğunu anlamak için dikkatlice incelemiş. Meğer bulduğu, sahibi tarafından kaybedilmiş değerli bir mücevhermiş.
Horoz, bulduğu bu parlak nesneye bakarak kendi kendine şöyle demiş:
“Ah, belli ki sen çok kıymetli bir şeysin. Seni kaybeden kişi muhtemelen seni bulabilmek için servetler ödemeye razı olurdu. Ama bana gelince, dünyadaki bütün mücevherler yerine bir arpa tanesini tercih ederim. Çünkü benim ihtiyacım olan şey budur.”
Horozun bu sözleri, kıymetli şeylerin, onları takdir edemeyen ya da ihtiyaç duymayan kişiler için değersiz olduğunu hatırlatıyormuş.
Mücevher her ne kadar paha biçilemez olsa da, horoz için yalnızca bir arpa tanesi kadar bile anlam ifade etmiyormuş. Bu olay, herkesin kendi ihtiyaçlarına ve değerlerine göre farklı şeylere önem verdiğini gösterirmiş.
Bu masal, bir şeyin değerinin, onun kıymetini bilenin elinde olduğunu anlatıyor.