Çam Ağacı
Çam Ağacı Masalı
Bir zamanlar, büyük ve büyülü bir ormanın derinliklerinde, kendisiyle hiç barışık olmayan bir çam ağacı yaşarmış. Diğer ağaçların geniş yapraklarını ve onlara konan kuşları görüp iç geçirirmiş. “Ah, benim de böyle güzel yapraklarım olsaydı, herkes beni fark ederdi,” der, ormanın sakinlerine imrenirmiş.
Bir gün, Orman Perisi ağacın bu iç çekişlerini duymuş ve ona görünmüş. “Sevgili çam ağacı, senin bir dileğini gerçekleştireceğim. Nasıl yapraklar istersin?” diye sormuş.
Çam ağacı heyecanla, “Pırıl pırıl kristal yapraklarım olsun, uzaklardan görülsün!” demiş.
Orman Perisi sihirli değneğini sallamış ve çam ağacının dalları kristal yapraklarla donanıvermiş. Ağaç ışıl ışıl parlamaya başlamış. Ormanın tüm sakinleri bu muhteşem ağaca hayran kalmışlar. Ancak bu mutluluk uzun sürmemiş. Gece çıktığında, fırtınanın şiddetli rüzgarları kristal yaprakları kırmış ve çam ağacı yapraksız kalmış.
Ertesi yıl Orman Perisi tekrar gelmiş ve durumu görünce bu kez gümüş yapraklar vermiş çam ağacına. Ağaç tekrar ışıl ışıl parlamış ve herkes ona imrenerek bakmış. Fakat haber tüm ormana yayılmış ve insanlar gümüş yaprakları toplamak için ağacın yanına gelmiş. Kısa süre sonra ağaç yine yapraksız kalmış.
Bir sonraki yıl, Orman Perisi ağaca yeniden görünmüş. Bu kez çam ağacı, “Ne olur, yapraklarım gerçek yapraklara benzesin ama güzel koksun,” demiş. Peri, ağacın dileğini kabul etmiş ve ona mis kokulu yapraklar vermiş. Fakat o güzel kokulu yaprakların kokusu ormanın dört bir yanına yayılmış ve keçiler, kuşlar bu yaprakları yemeye gelmiş. Çam ağacı yine yapraksız kalmış.
En sonunda, çam ağacı gösterişten vazgeçmiş ve Periye son bir dilekte bulunmuş: “Lütfen, eski yapraklarımı geri ver. Diken diken olsunlar ama benimle kalsınlar,” demiş. Orman Perisi, sihirli değneğini sallamış ve çam ağacının eski yaprakları geri gelmiş. Ancak bu kez Peri, “Bu yapraklar hep sende kalacak, asla dökülmeyecekler,” demiş.
O günden sonra, çam ağaçları yapraklarını dökmeden kışları geçirirlermiş. Ve çam ağacı, her zaman kendisi olmanın ne kadar değerli olduğunu anlamış. Diğer orman sakinleri de onu böyle kabul etmiş ve çam ağacı, kendisi olmanın huzurunu bulmuş.
Bu masal, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmenin ve içimizdeki değerleri görmenin önemini hatırlatır.