Kurbağa ve Öküz
Kurbağa ve Öküz Masalı
Bir zamanlar bir bataklıkta, küçük ve sıradan bir kurbağa yaşarmış. Bu kurbağa, her zaman çevresindekilere hayranlıkla bakar, onların sahip olduklarını kendinde görmek istermiş. Bir gün, büyük bir tarlanın kenarında dolaşırken, kocaman bir öküze rastlamış.
Öküz, hem iri cüssesi hem de güçlü görünüşüyle tarlada ağır ağır otluyormuş. Kurbağa, öküzü hayranlıkla izlerken içinden şöyle geçirmiş:
“Ne kadar büyük ve etkileyici bir hayvan! Keşke ben de onun kadar büyük olabilseydim. Herkes bana hayran olurdu.”
Bu düşünceyle bataklığa geri dönmüş ve arkadaşlarına gördüklerini anlatmış. “Bir öküze rastladım,” demiş heyecanla. “Öyle büyüktü ki dağ gibi görünüyordu. Ben de onun gibi büyük olmak istiyorum!”
Arkadaşları şaşkınlıkla bakmışlar ve biri dayanamayıp sormuş:
“Ama nasıl? Sen küçücük bir kurbağasın. Öküz gibi olmak imkânsız.”
Kurbağa bu sözlere kulak asmamış. “Göreceksiniz!” demiş kararlılıkla. Sırtüstü yere yatmış ve şişmeye başlamış. Gövdesini şişire şişire büyütmeye çalışırken arkadaşlarına dönüp sormuş:
“Şimdi nasılım? Öküz gibi oldum mu?”
Arkadaşlarından biri gülerek cevap vermiş: “Hayır, henüz uzaktan bile benzemiyorsun.”
Kurbağa daha da fazla şişmiş. “Peki, şimdi?” diye sormuş bir defa daha.
“Hayır,” demişler yine.
Kararlılığı artan kurbağa, bu kez tüm gücünü kullanarak kendini daha çok şişirmiş. Arkadaşları korkuyla ona yaklaşmaya başlamış. “Yeter artık,” demiş biri. “Daha fazla şişersen başına kötü bir şey gelecek.”
Ama kurbağa inatla devam etmiş. “Biraz daha şişersem onun gibi olabilirim!” diye düşünmüş. Ancak bu çabası onu tüketmiş ve nihayet son bir nefesle öyle bir şişmiş ki… Bir anda “Çat!” diye ortadan çatlamış.
Arkadaşları hem üzüntüyle hem de şaşkınlıkla kurbağanın bu haline bakmışlar. Aralarından biri, sessizliği bozarak demiş ki:
“İnsanın haddini bilmesi ne kadar önemli. Başkasına özenmek yerine, kendinle yetinmek en doğrusudur.”
Bu olay, bataklıkta yaşayan tüm hayvanlara büyük bir ders olmuş. O günden sonra, herkes sahip olduklarıyla mutlu olmaya çalışmış ve başkalarının görkemi yerine, kendi değerlerini görmeye başlamış.
Masaldan çıkarılacak ders; Kendin olmayı bilmek ve sahip olduklarınla yetinmek, mutluluğun anahtarıdır. Başkalarına özenmek, çoğu zaman gereksiz bir yola sürükler ve bu yolun sonu hayal kırıklığı olabilir.